18 Mart 1990 – Almanya’nın Birleşme Yolundaki İlk Adımı

Doğu Almanya’da İlk Serbest Seçimler Gerçekleşti

18 Mart 1990: Doğu Almanya’daki (DDR) vatandaşlar ilk kez parlamentolarını özgür ve gizli oy kullanarak seçme hakkına sahip oldular. Bu tarih, Barışçıl Devrim’in ve DDR’deki diktatörlüğe karşı verilen mücadelenin kesin zaferini simgeliyor.

Barışçıl Devrimin Kesin Zaferi

1990 yılına kadar DDR’de yapılan tüm seçimler bir aldatmacadan ibaretti. „Ulusal Cephe“ adı altında tek bir aday listesi sunuluyor ve seçmenler bu listeyi yalnızca tamamen kabul edebiliyordu. Aynı zamanda, DDR’nin iktidardaki Sosyalist Birlik Partisi (SED), blok partileri olarak adlandırılan diğer partilerin alacağı oy oranlarını önceden belirliyordu.

DDR’de 1990 öncesinde yalnızca bir kez – 1946 yılında, Sovyet işgal bölgesinde yer alan Berlin Büyükşehir Meclisi seçimlerinde – özgür bir seçim yapılmıştı. Ancak bu seçimde SED ağır bir yenilgi aldı. Bunun ardından SED’nin iktidarda olduğu süre boyunca DDR’de bir daha serbest seçim düzenlenmedi.

7 Mayıs 1989’daki yerel seçimlerin açıkça hileli olması, halk arasında büyük bir öfkeye yol açtı. İnsan hakları savunucuları, seçim sonuçlarının manipüle edildiğine dair somut kanıtlar sundu. Bu durum, DDR genelinde büyüyen protesto hareketlerinin ve 1989 Eylül ayından itibaren düzenli hale gelen Pazartesi Gösterileri’nin fitilini ateşledi.

İlk Kez Birden Fazla Parti ve Seçim İttifakı Yarıştı

18 Mart 1990’daki Halk Meclisi seçimlerine 24 farklı liste katıldı: Bunlardan 19’u siyasi partilere, 5’i ise ittifaklara aitti. Barışçıl Devrim sürecinde DDR’deki parti sistemi kökten değişti. Mevcut partiler lider kadrolarını yenileyerek programlarını değiştirdi.

SED, kendisini „Demokratik Sosyalizm Partisi“ (PDS) olarak yeniden adlandırdı. Daha önce SED’nin kontrolü altında bulunan CDU ve LDPD (Alman Liberal Demokrat Partisi) gibi partiler, SED’nin vesayetinden ayrıldılar. Aynı zamanda, muhalefet ve insan hakları hareketlerinden yeni siyasi partiler doğdu.

„Almanya İçin İttifak“ (Allianz für Deutschland) Kuruldu

4 Şubat 1990’da, Batı Almanya Başbakanı Helmut Kohl’ün de katılımıyla Almanya İçin İttifak adıyla yeni bir ittifak kuruldu. Bu ittifak, DDR CDU’su, Demokratik Uyanış Partisi (Demokratischer Aufbruch) ve Alman Sosyal Birliği’nden (Deutsche Soziale Union) oluşuyordu.

Öte yandan, DDR’nin Sosyal Demokrat Partisi (SPD) seçimlere bağımsız olarak katıldı. LDPD, yeni kurulan Alman Forum Partisi (Deutsche Forumpartei) ve Batı Almanya’daki Hür Demokrat Parti (FDP) ile birleşerek Özgür Demokratlar Birliği’ni (Bund Freier Demokraten) oluşturdu. Şubat ayında ise insan hakları savunucuları Barış ve İnsan Hakları Girişimi, Yeni Forum ve Demokrasi Şimdi hareketleri birleşerek Bündnis 90 ittifakını kurdu.

Seçim Sonuçları ve Birleşme Sürecine Etkileri

18 Mart’ta, oy kullanma hakkına sahip 12,5 milyon DDR vatandaşının %93,4’ü seçimlere katıldı. Sonuçlar şu şekildeydi:

  • Almanya İçin İttifak: %48
  • SPD: %22
  • PDS (Eski SED): %16
  • Özgür Demokratlar Birliği: %5
  • Bündnis 90: %3

Eski insan hakları aktivisti Rainer Eppelmann, seçim sonuçlarını değerlendirirken, „Seçime katılan halkın %80’inden fazlası Almanya’nın birleşmesini destekledi“ dedi.

Seçim zaferinin ardından CDU’nun lider adayı Lothar de Maizière, yeni DDR hükümetini kurmakla görevlendirildi. 12 Nisan 1990’da Halk Meclisi, de Maizière’i DDR’nin yeni başbakanı olarak seçti.

Yeni Halk Meclisi: Genç, Akademik ve Hristiyan Eğilimli

Seçimlerin ardından 400 milletvekili Halk Meclisi’ne girdi. Yeni meclis üyeleri oldukça gençti – yaş ortalaması sadece 42 idi. Ayrıca, %86’sı üniversite eğitimi almış ve üçte birinden fazlası doktora yapmıştı. Yeni seçilen milletvekillerinin yaklaşık yarısı, bilim ve teknoloji alanlarında çalışan kişilerden oluşuyordu. Bu meslek gruplarının siyaseten daha az „yükümlülük altında“ olduğu düşünülüyordu. Bunun aksine, hukuk, ekonomi, eğitim ve beşeri bilimler alanında eğitim almış kişilerin siyasi geçmişleri nedeniyle daha fazla sorgulanmaları bekleniyordu.

Ayrıca, milletvekillerinin üçte ikisi Protestan veya Katolik inancına sahipti. Oysa DDR’de nüfusun %70’i kiliseye bağlı değildi.

Yeni Halk Meclisi’nde yer alan vekillerin büyük çoğunluğu ilk kez parlamentoya girdi. Sadece %3’ü bir önceki meclisin üyelerindendi. Ancak, birçoğu yerel yönetimlerde veya partilerde daha önce siyasi faaliyet göstermişti. Meclis üyelerinin yarısından fazlası, Barışçıl Devrim öncesinde SED veya bir blok partisinin üyesiydi.

En Büyük Hedef: Almanya’nın Birleşmesi

18 Mart 1990 seçimlerinde halk, net bir mesaj verdi: Yeni hükümetin en büyük görevi, Almanya’nın birleşmesini sağlamaktı. Yeni Halk Meclisi, sadece altı ay süren yasama döneminde 150’den fazla yasa çıkardı.

DDR’nin Federal Almanya Cumhuriyeti’ne katılımı için hukuki çerçeve oluşturulması gerekiyordu. Bu süreçte:

  • 1 Temmuz 1990’da Ekonomik, Parasal ve Sosyal Birlik anlaşması yürürlüğe girdi.
  • 20 Eylül 1990’da ise „Birleşme Anlaşması“ (Einigungsvertrag) imzalandı. Bu anlaşma, yaklaşık 1000 sayfadan oluşan detaylı bir belgeyle, DDR’nin Federal Almanya’ya katılım şartlarını düzenledi.

Bu süreç, Almanya’nın 3 Ekim 1990’da resmi olarak yeniden birleşmesiyle tamamlandı ve DDR tarihe karıştı.

#DeutscheEinheit #AlmanyaBirliği #Wiedervereinigung #YenidenBirleşme #Einigungsvertrag #BirleşmeAnlaşması #DeutschlandEinigtSich #AlmanyaBirleşiyor #Währungsunion #ParaBirliği #Sozialunion #SosyalBirim #Volkskammerwahl #HalkMeclisiSeçimi #FriedlicheRevolution #BarışçılDevrim #DeutscheEinheit #AlmanyaBirliği #AllianzfürDeutschland #Almanyaİçinİttifak #LothardeMaizière