Demokrasi İçin Demokratlar Gerekli – Geçmişte ve Bugün

Bundan 100 yıl önce, Almanya’nın ilk cumhurbaşkanı Friedrich Ebert hayatını kaybetti. Demokratik bir Almanya için mücadele eden Ebert’in ünlü sözü, “Demokrasi için demokratlar gereklidir”, günümüzde de geçerliliğini koruyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Berlin’de Friedrich-Ebert-Stiftung’un 100. yıl kutlamalarında yaptığı konuşmada, Ebert’in mirasının bugün hâlâ bir sorumluluk anlamına geldiğini vurguladı.

Demokrasi Mücadelesi ve Zorluklar

Friedrich Ebert’in altı yıllık Weimar Cumhuriyeti başkanlığı sürecinde mutlak anlamda mutlu olduğu günler çok azdı. Ancak 18 Mayıs 1923, onun için özel bir gündü. O gün Ebert, 1848’de kabul edilen Paulskirche Anayasası’nın 75. yıl kutlamaları için Frankfurt’a gitti. Kutlamalara 30.000’den fazla kişi katıldı ve coşkulu bir şekilde Ebert’i destekledi. Akşam saatlerinde Frankfurt Operası’nda büyük bir tören düzenlendi ve 70.000’den fazla vatandaş, demokrasiye olan bağlılığını göstermek için fener alayına katıldı.

Bu etkinlik, Ebert’i derinden etkiledi. O gün, halkın demokratik değerlere sahip çıkabileceğini ve Almanya’da sınıflar üstü bir özgür vatandaşlık toplumunun oluşabileceğini gördü. Ebert’in en büyük amacı, demokrasinin halk tarafından benimsenmesini sağlamak ve Weimar Cumhuriyeti’ni güçlendirmekti. Bunu tarihsel bir misyon olarak görüyordu.

Ancak, koşullar oldukça zorluydu. Weimar Cumhuriyeti, hiperenflasyon, ekonomik kriz, savaş tazminatları, Ruhr bölgesi çatışmaları, ayrılıkçılık hareketleri ve siyasi şiddetle karşı karşıyaydı. Cumhuriyet karşıtı güçler, monarşist çevreler ve geleneksel elitler, Ebert’i küçümsüyor, onu “basit bir deri ustası” olarak nitelendirerek saygınlığını sarsmaya çalışıyordu.

Weimar Cumhuriyeti’nin Geleceği ve Ebert’in Rolü

1925 yılına gelindiğinde, Friedrich Ebert’in önderliğinde Weimar Cumhuriyeti tüm krizleri aşmayı başarmıştı. Demokratik düzen yerleşmeye başlamış, halkın cumhuriyete olan güveni artmıştı. Ancak Ebert’in erken ölümü, Almanya’nın kaderini değiştirdi.

Ebert’in ölümünden kısa bir süre sonra, 1925’te yapılan seçimlerde Almanya halkı, cumhurbaşkanı olarak Paul von Hindenburg’u seçti. Hindenburg, demokrat değil, aksine monarşi yanlısı ve “sırtından bıçaklanma” efsanesinin savunucularındandı. 1933’te Adolf Hitler’i şansölye olarak atayan kişi de Hindenburg oldu. Bu karar, Weimar Cumhuriyeti’nin sonunu ve Nazi Almanyası’nın yükselişini getirdi.

Bu nedenle, Weimar Cumhuriyeti’nin çöküşü kaçınılmaz değildi. Eğer Ebert birkaç yıl daha yaşasaydı, Almanya’nın siyasi geleceği çok farklı olabilirdi.

Bugün İçin Dersler

Ebert’in “Demokrasi için demokratlar gereklidir” sözü, günümüzde de büyük bir anlam taşıyor. Almanya’da ve dünyada, otoriter rejimleri özendiren siyasi akımlar, halkın geçmişe duyduğu nostaljiyi istismar ediyor.

“Make America Great Again!”“Take Back Control!”“Ülkeni Geri Al!” gibi sloganlar, demokrasi karşıtı popülist hareketlerin ortak söylemleridir. Almanya’da ve Avrupa’da bu tür hareketlerin yükselişi, demokrasiye olan inancı sarsma riskini taşıyor.

Ancak, popülizmin sunduğu vaatler yanıltıcıdırAB’den çıkmak, eski para birimlerine dönmek, iklim değişikliğini inkâr etmek veya nükleer enerjiye yönelmek, Almanya’nın geleceği için çözüm değildir. Asıl çözüm, güçlü bir sosyal devlet, eğitim yatırımları ve yenilikçi teknolojilere yönelmektir.

Friedrich Ebert’in savunduğu gibi, demokrasi sadece kurumlarla değil, onu koruyup savunan insanlarla yaşar. Bu nedenle, Almanya’da ve tüm dünyada demokrasiye sahip çıkmak, geçmişin derslerini unutmamak gerekmektedir.

Demokrasi, ancak demokratlarla yaşar!

#Demokratie #Demokrasi #Republik #Cumhuriyet #Freiheit #Özgürlük #Sozialdemokratie #SosyalDemokrasi #WeimarerRepublik #WeimarCumhuriyeti #Reichspräsident #ReichBaşkanı #Verfassung #Anayasa #Bürgergesellschaft #VatandaşToplumu #Regierung #Hükümet #Sozialstaat #SosyalDevlet #Wirtschaftskrise #EkonomikKrizi #Extremismus #Aşırıcılık #Gesellschaft #Toplum #Menschenrechte #İnsanHakları #Toleranz #Hoşgörü