Zum 75. Jahrestag der Charta der deutschen Heimatvertriebenen würdigte Bundeskanzler Friedrich Merz in Stuttgart den Beitrag der Vertriebenen zur deutschen Nachkriegsgeschichte und zum Wiederaufbau.
Merz erinnerte in seiner Rede an das historische Vermächtnis der Charta und betonte ihre Relevanz bis heute:
„Die Charta war unter schwierigsten Bedingungen ein kraftvolles Bekenntnis zu Frieden, Verzicht auf Rache und zum Aufbau eines freien und geeinten Europas.“
Er hob die Aufbauleistung der Vertriebenen hervor, die trotz Kriegstraumata und Ausgrenzung wesentlich zum wirtschaftlichen Fundament Deutschlands beigetragen hätten.
„Freiheit ist mehr als Bewegungsfreiheit – sie braucht einen Ort, an dem Menschen Wurzeln schlagen können. Heimat bedeutet: in der Welt von Nutzen zu sein.“
Başbakan Merz: “Özgürlük, ancak bir yuvayla mümkündür”
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Alman Sürgünler Birliği’nin (BdV) Stuttgart’ta düzenlediği törenle, Alman Sürgünler Bildirgesi’nin (Charta der Heimatvertriebenen) 75. yıl dönümünde konuştu.
Merz, sürgünlerin Almanya’nın savaş sonrası yeniden inşasındaki rolüne dikkat çekerek, bildirgenin “özgürlük, barış ve uzlaşmaya” dair verdiği sözlerin bugün hâlâ geçerliliğini koruduğunu vurguladı.
“Bu topraklarda özgürlüğü yaşamak için önce bir yuvaya ihtiyaç var”
Konuşmasında „Freiheit braucht Heimat – Özgürlük, bir yuvaya ihtiyaç duyar“ ifadelerini kullanan Başbakan Merz, sürgünlerin savaş sonrası dönemde karşılaştığı dışlanma, yoksulluk ve umutsuzluğa rağmen Almanya’nın ekonomik temelini oluşturduğunu söyledi:
“Sürgünler, yıkılmış Almanya’da yeni bir başlangıç yaptı. En zor şartlarda bile cesaretle inşa ettiler. Bu başarı hikâyesi, Federal Cumhuriyet’in bugün hâlâ ayakta durmasını sağlayan temellerden biridir.”
Barış ve özgürlük, kendiliğinden gelmedi
Merz, özellikle 1950 yılında kaleme alınan Charta der Heimatvertriebenen belgesinin, savaş sonrası yaşanan acıların gölgesinde ortaya konan bir “intikamdan arınmış barış” mesajı taşıdığına dikkat çekti:
“Bu bildirge, sadece geçmişin değil, aynı zamanda bugünün ve geleceğin de belgesidir. Özgürlük, barış ve uzlaşma gibi kavramları 75 yıl önce büyük bedellerle savunmuş insanlara çok şey borçluyuz.”
Charta: Bir hak arayışından çok daha fazlası
Merz konuşmasında ayrıca, bildirgenin arkasındaki fikirsel derinliğe de vurgu yaptı. Bildirge, sürgünlerin yalnızca bir hak talebi değil, aynı zamanda Almanya’da yeni bir toplumsal sorumluluk anlayışı inşa etmeye yönelik çağrısı olarak nitelendirildi:
“Bu belge, demokrasi tarihimizin yapı taşlarından biridir. Sürgünler yalnızca yeni bir yuva istemedi; barış içinde, özgür bir Avrupa’nın inşasına katkı sundular.”
“Bir mülteci olmak, dünyada bir işe yaramadığını hissetmektir”
Başbakan Merz, konuşmasında Hannah Arendt’in sürgünlük tanımına da atıfta bulundu:
“Evimizi kaybettik, bununla birlikte alışıldık gündelik yaşantımızı da. Mesleğimizi kaybettik, bu dünyada bir işe yarayabileceğimiz inancını da.”
Merz, bu sözleri aktararak “yuva” kavramının, sadece fiziksel bir mekân değil, aynı zamanda bireyin toplumda anlam bulduğu bir yer olduğunun altını çizdi.
#Charta75 #FreiheitBrauchtHeimat #Vertriebene #BundeskanzlerMerz #HeimatUndVersöhnung #Erinnerungskultur #Nachkriegsgeschichte #Stuttgart2025 #BdV #FriedenUndFreiheit