25 Jahre Recht auf gewaltfreie Erziehung– Ein Vierteljahrhundert nach dem Gesetz
Seit dem 8. November 2000 gilt in Deutschland das Recht jedes Kindes auf eine gewaltfreie Erziehung. Doch eine neue Studie der Universität Ulm und UNICEF Deutschland zeigt: Emotionale Gewalt bleibt ein Problem. Zwar lehnen 73 Prozent der Befragten emotionale Strafen grundsätzlich ab, doch 16 Prozent halten Anschreien, 9 Prozent Einsperren und 8,6 Prozent das Schweigen gegenüber Kindern weiterhin für akzeptabel.
Wissen und Handeln klaffen auseinander
Laut Prof. Dr. Jörg M. Fegert besteht „eine deutliche Lücke zwischen Wissen und Handeln“. Viele wüssten, dass emotionale Gewalt falsch sei, „doch sie wenden sie trotzdem an“. Besonders Menschen, die selbst in ihrer Kindheit solche Strafen erlebt haben, neigen dazu, sie weiterzugeben.
UNICEF fordert gesellschaftliches Umdenken
UNICEF-Geschäftsführer Christian Schneider betont: „Gewalt hinterlässt Spuren – oft ein Leben lang.“ Kinder, die psychische oder körperliche Gewalt erfahren, hätten schlechtere Chancen auf Gesundheit und Bildung.
Forderung nach klareren Gesetzen
Fachleute fordern, den Begriff der „gewaltfreien Erziehung“ im Bürgerlichen Gesetzbuch um Vernachlässigung zu erweitern und Kinderrechte im Grundgesetz zu verankern. Zudem braucht es gezielte Prävention, vor allem für Familien mit Belastungserfahrungen.
Fazit
25 Jahre nach der gesetzlichen Einführung bleibt Deutschland auf halbem Weg. Das Bewusstsein für Kinderrechte ist gewachsen, doch echte Gewaltfreiheit beginnt erst, wenn Wissen in Verhalten übergeht – im Alltag, in Familien und in der Gesellschaft.
25 Yıl Sonra: Almanya’da Şiddetsiz Çocuk Yetiştirme Hâlâ Tam Gerçekleşmedi
Almanya’da çocukların şiddetten korunma hakkı 25 yıl önce yasalaştı. Ancak yeni bir araştırma, özellikle duygusal şiddet biçimlerinde toplumun hâlâ bölündüğünü ortaya koyuyor.
Çeyrek Asır Önce Bir Dönüm Noktası
8 Kasım 2000’de Alman Medeni Kanunu’na eklenen maddeyle, her çocuğun şiddetsiz bir ortamda büyüme hakkı güvence altına alındı. Ancak Ulm Üniversitesi ile UNICEF Almanya’nın ortak yürüttüğü son araştırmaya göre, bu ilke hâlâ tam olarak içselleştirilmiş değil. Katılımcıların yüzde 73’ü duygusal cezaları genel olarak reddetse de, bazı biçimlere hâlâ hoşgörü gösteriliyor.
“Bağırmak Normaldir” Diyenlerin Oranı Hâlâ Yüksek
Araştırmada, katılımcıların yüzde 16’sı çocuklara bağırmayı uygun bir disiplin yöntemi olarak görüyor. Yüzde 9’u çocuğu odaya kapatmayı, yüzde 8,6’sı ise “konuşmama” cezasını doğru buluyor. Daha düşük oranlarda da olsa, yemek vermemek, ilgiyi kesmek ya da utandırma gibi yöntemleri doğru bulanlar da var.
Çocuk yetiştirme deneyimi olanların dörtte biri, geçmişte çocuklarına bağırdığını, yüzde 10’u odaya kapattığını ve yüzde 9’unun çocukla iletişimi kestiğini itiraf ediyor. Buna karşın, katılımcıların yaklaşık üçte ikisi hiçbir duygusal ceza uygulamadığını belirtiyor.
Uzmanlar: “Bilmek Yetmiyor, Uygulama Eksik”
Ulm Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jörg M. Fegert, bilgi ile davranış arasındaki uçuruma dikkat çekiyor: “Birçok kişi duygusal şiddetin yanlış olduğunu biliyor ama hâlâ uyguluyor. Özellikle çocukluğunda benzer davranışlara maruz kalanların bunu devam ettirme riski yüksek.”
UNICEF Almanya Direktörü Christian Schneider de benzer uyarıda bulunuyor: “Şiddet iz bırakır — hem bedende hem ruhta. Çocuklukta yaşanan fiziksel ya da duygusal şiddet, yalnızca sağlığı değil, eğitim ve gelecek şansını da tehdit eder.”
Kapsayıcı Önlemler Gündemde
Uzmanlar, çocukların korunması için dört temel adım öneriyor:
- Çocuk haklarını güçlendirmek: Çocuk haklarının Anayasa’ya eklenmesi, yasal korumayı güçlendirecek.
- “Şiddetsiz eğitim” tanımını genişletmek: Yasada henüz ihmal, yani ilgisizlik yer almıyor. Uzmanlara göre bu da bir şiddet biçimi olarak tanınmalı.
- Hedefli önleme politikaları: Özellikle risk altındaki aileler için erken destek mekanizmaları ve dijital ortamda farkındalık kampanyaları gerekiyor.
- Daha iyi veri toplamak: Çocuklara yönelik şiddet konusunda Almanya’daki veri eksikliği, etkili politika geliştirmeyi zorlaştırıyor.
25 Yılın Ardından
Almanya’da yasal çerçeve, çocukları şiddetten korumak için güçlü bir temel sağlıyor. Ancak araştırma gösteriyor ki, toplumsal farkındalık hâlâ eksik. Bilinç var, ama davranış değişimi yavaş. UNICEF ve akademisyenler, çocukların fiziksel ve duygusal güvenliği için mücadelenin sürmesi gerektiğini vurguluyor.
#GewaltfreieErziehung #ŞiddetsizEğitim #Kinderrechte #ÇocukHakları #UNICEF #Aile #SchutzfürKinder #ÇocukKoruma #25JahreGesetz #25YılYasa #RespektstattGewalt #ŞiddeteKarşıSaygı