Gedenken an die Opfer von Flucht und Vertreibung-Milyonlarca Sürgün ve Göç Kurbanı Unutulmadı
80 Jahre nach dem Ende des Zweiten Weltkriegs gedachte der Freistaat Bayern mit einer bewegenden Zeremonie im Prinz-Carl-Palais der Millionen Opfer von Flucht und Vertreibung. Auf Anordnung von Ministerpräsident Markus Söder wurden die Staatsflaggen in ganz Bayern auf Halbmast gesetzt – ein sichtbares Zeichen des Respekts und der Erinnerung. Sozialministerin Ulrike Scharf rief in ihrer Rede zur historischen Verantwortung auf und mahnte, wie zerbrechlich Frieden und Demokratie seien. Der Gedenkakt wurde durch die Deutschlandpremiere des Dokumentarfilms „Das Licht der Zukunft“ ergänzt, in dem drei über 90-jährige Zeitzeuginnen ihre Lebensgeschichten erzählen. Im anschließenden Podiumsgespräch vertieften Regisseurin Lenka Ovčáčková und Zeitzeugen die Auseinandersetzung mit diesem schmerzlichen Kapitel deutscher Geschichte. Den Abschluss bildete ein Appell für Versöhnung und Zusammenhalt von Dr. Petra Loibl, der Beauftragten der Bayerischen Staatsregierung für Aussiedler und Vertriebene.

Bavyera’da Anma Töreni: Milyonlarca Sürgün ve Göç Kurbanı Unutulmadı
Münih, 5 Temmuz 2025 – İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 80. yılında, Bavyera Eyaleti, savaş sonrası yaşanan zorunlu göç ve sürgünlerin milyonlarca kurbanı için anlamlı bir anma töreni düzenledi. Prinz-Carl-Palais’de gerçekleşen etkinlikte, geçmişin acılarına saygı duruşunda bulunuldu.
Anma Sessizlikle Başladı
Tören, Bavyera Eyalet Başbakanlık binasında yapılan çelenk sunumu ve saygı duruşuyla başladı. Bavyera Başbakanı Markus Söder’in talimatıyla eyalet genelindeki tüm kamu binalarında bayraklar yarıya indirildi. Bu sembolik adım, anma gününün taşıdığı derin anlamı ve saygıyı vurguladı. Sessiz geçen bu bölümün ardından katılımcılar, resmi anma programı için Prinz-Carl-Palais’ye geçti.
Sosyal Bakan Scharf’tan Demokrasi ve Barış Vurgusu
Törenin açılış konuşmasını Bavyera Sosyal Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ulrike Scharf yaptı. Scharf, tarihten alınması gereken derslere dikkat çekerek, “Ne yaşandığını, ne yaşandığını sandığımızı ve nelerin yeniden yaşanabileceğini asla unutmamalıyız,” dedi.
Bakan, günümüzde demokrasinin dünya genelinde baskı altına alınabildiğini, aşırı uçların güç kazandığını belirtti ve “Sürgün ve zorunlu göç, insanlığa yönelmiş bir saldırıdır. Barış ve özgürlük, asla kendiliğinden var olan değerler değildir,” ifadelerini kullandı.
Scharf, konuşmasının sonunda, Almanya’ya yerleşen göçmenler ve sürgün geçmişi olan bireylerin, barışçıl bir Avrupa için gösterdikleri katkılara teşekkür etti.
“Geleceğin Işığı” İlk Kez Almanya’da Gösterildi
Etkinliğin en dikkat çekici bölümlerinden biri, yönetmen Lenka Ovčáčková’nın “Das Licht der Zukunft” (Geleceğin Işığı) adlı belgesel filminin Almanya’daki ilk gösterimiydi.
Film, İkinci Dünya Savaşı sonrası sürgün edilmiş üç kadının hayatını konu alıyor. Her biri 90 yaşında olan bu tanıkların yaşadıkları, geçmişin bugüne etkisini güçlü bir şekilde yansıtıyor.
Panelde Hafızalar Konuştu
Film gösteriminin ardından, Almanya Sürgün Edilenler Derneği (BdV) Bavyera Başkanı Christian Knauer’in moderatörlüğünde bir panel gerçekleştirildi. Panelde yönetmen Lenka Ovčáčková ile birlikte iki zaman tanığı da yer aldı.
Katılımcılar, tarihsel gerçekler ve kişisel tanıklıklar üzerinden göçün bireysel ve toplumsal etkilerini tartıştı.
Kapanış Konuşması: Barış İçin Ortak Sorumluluk
Etkinliğin kapanış konuşmasını, Bavyera Hükümeti’nin Sürgün ve Göçmenlerden Sorumlu Yetkilisi Dr. Petra Loibl yaptı. Dr. Loibl, geçmişi anmanın önemine dikkat çekerken, Avrupa’nın barış ve birlik içinde bir gelecek inşa etmesinde herkesin sorumluluk taşıdığını vurguladı.
#GöçVeSürgün #FluchtUndVertreibung #AnmaTöreni #Gedenkakt #İkinciDünyaSavaşı #ZweiterWeltkrieg #UlrikeScharf #PetraLoibl #LenkaOvcackova #DasLichtDerZukunft #TarihiUnutma #VergangenheitNichtVergessen #Bavyera #Bayern #BarışVeÖzgürlük #FriedenUndFreiheit #SürgünHikayeleri #Zeitzeugen #BelgeselGösterimi #Dokumentarfilm
Kommentare sind geschlossen, abertrackbacks und Pingbacks sind offen.