Beyin Tümörlerinde Kişiye Özel Cerrahi İmkanı
Nörocerrahide Dönüm Noktası: Beyin Tümörlerinde Kişiselleştirilmiş Hassas Cerrahiye İmkan Tanıyan Yeni Yöntem
Schleswig-Holstein Üniversitesi Hastanesi (UKSH), Kiel Christian-Albrechts Üniversitesi (CAU) ve Berlin Max-Planck Moleküler Genetik Enstitüsü (MPIMG) araştırmacıları, beyin tümörlerini ameliyat sırasında gerçek zamanlı olarak moleküler genetik açıdan sınıflandırabilen yenilikçi bir yöntem geliştirdi. Bu çığır açan yaklaşım, DNA metilasyon analizini yeni makine öğrenimi teknolojileri ile birleştirerek, cerrahi esnasında tümör türü hakkında ayrıntılı bilgi sunuyor. İlk kez bu sayede nörocerrahi operasyonlar, yalnızca tümörün konumu veya beyin işlev merkezlerine yakınlığına göre değil, tümörün bireysel özelliklerine göre şekillendirilebilecek. Bu durum, özellikle karmaşık vakalarda hastalar için büyük bir avantaj sağlıyor. Araştırmanın sonuçları, prestijli Nature Medicine dergisinde yayımlandı.
UKSH Psikiyatri ve Psikoterapi Kliniği Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Franz-Josef Müller, konuya ilişkin olarak şunları söyledi: „Temel bilim insanları ile uygulamalı tıp uzmanlarının yakın iş birliği sayesinde, hassasiyet ve hız bakımından tüm mevcut yaklaşımları geride bırakan bir yöntem geliştirilebildi.“ Prof. Müller ve Prof. Dr. Helene Kretzmer liderliğindeki ekip, DNA metilasyon analizini kullanarak, tümörün kaynağını ve türünü adeta bir parmak izi gibi belirleyen bir teknik geliştirdi.
Gerçek Zamanlı Cerrahi Strateji
Bu yeni yöntem, UKSH Nöroşirürji Kliniği ile birlikte gerçekleştirilen bir çalışmada test edildi. Dr. Carolin Kubelt-Kwamin, bu yöntemin sadece tümörün konumuna göre değil, tümörün biyolojik özelliklerine göre gerçek zamanlı olarak operasyon stratejisi belirlemeye imkan tanıdığını belirtti. „Bu yaklaşım, hassas tıbbı doğrudan nörocerrahiye entegre ederek, kişiye özel ve hastalık merkezli bir tedavi sunuyor. Böylece ameliyat, hastaya özel bir terapiye dönüşüyor,“ dedi.
DNA Metilasyon Analizi ile Anında Sınıflandırma
DNA metilasyonu, tümörün kaynağını yansıtan bir epigenetik belirteç olarak kabul ediliyor. Farklı tümör türleri, kendine özgü metilasyon desenlerine sahip ve bu desenler, Nanopore dizileme ile yüksek hız ve doğrulukta analiz edilebiliyor. Ancak, bu işlemin ameliyat sırasında gerçekleşmesi gerektiği için, yalnızca tüm metilasyon desenlerinin küçük bir kısmı analiz edilebiliyor.
Bu sorunu aşmak için araştırmacılar, Bayes Teoremi’ni temel alan bir olasılık teorisi yaklaşımını benimsedi. Mara Steiger‚in açıklamasına göre, geliştirilen makine öğrenimi modeli sayesinde, genetik verilerin yalnızca %0.1’i kullanılarak bir saatten kısa sürede tümör sınıflandırması yapılabiliyor. Bu, mevcut yöntemlerle karşılaştırıldığında büyük bir ilerleme olarak görülüyor; zira mevcut yöntemlerde bu süreç birkaç saatten haftalara kadar uzayabiliyor.
Merkezi Sinir Sistemi Tümörleri 90 Kategoriye Ayrıldı
Araştırma, yeni yöntemin sonuçlarının, kapsamlı bir nöropatolojik inceleme sonuçları ile uyumlu olduğunu gösteriyor. Özellikle, geleneksel histopatolojik yöntemlerle tanı konulamayan karmaşık tümörlerin doğru sınıflandırılabilmesi, bu yöntemin önemini artırıyor.
Son yıllarda, modern moleküler ve epigenetik analiz teknikleri sayesinde, uzun süre tek tip olarak kabul edilen merkezi sinir sistemi tümörlerinin yaklaşık 90 farklı kategoriye ayrıldığı ortaya çıktı. Her bir tümör tipi, farklı tedavi yöntemleri gerektiriyor; bazıları sadece radyoterapi veya ilaçla tedavi edilebilirken, bazıları için geniş kapsamlı cerrahi müdahaleler gerekiyor. Ancak mevcut sistemde, tümör dokusunun analizi genellikle ameliyat sonrasına kaldığı için, cerrahlar ameliyat sırasında hangi tümörle karşı karşıya olduklarını bilmeden karar vermek zorunda kalıyor. Yeni yöntem sayesinde, ameliyat sırasında elde edilen bilgiler, cerrahların anında doğru kararlar almasına ve kişiye özel cerrahi uygulamalar gerçekleştirmesine olanak tanıyor.
Geniş Katılım ve Destek
Bu önemli araştırmaya, Kiel Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Altona Diagnostics GmbH (Hamburg) ve birçok ulusal ve uluslararası ortak da katkıda bulundu. Alman Eğitim ve Araştırma Bakanlığı tarafından desteklenen proje, aynı zamanda Schleswig-Holstein Kanser Merkezi (UCCSH) tarafından da finanse edildi.
Bu yenilikçi yöntem, nörocerrahiyi kişiselleştirilmiş hassas tıbba bir adım daha yaklaştırarak, özellikle karmaşık ve riskli vakalarda daha güvenli ve etkili operasyonlara imkan tanıyor.
#Hirntumor #BeyinTümörü #Präzisionschirurgie #HassasCerrahi #PersonalisierteMedizin #KişiyeÖzelTıp #DNA-Methylierung #DNA-Metilasyon #Echtzeitdiagnose #GerçekZamanlıTanı
Kommentare sind geschlossen, abertrackbacks und Pingbacks sind offen.