BM’den Kritik Uyarı: Yardım Kesintileri, Anne Ölümlerini Artırabilir
Dünya Sağlık Günü’nde yayımlanan BM raporu, son 20 yılda anne ölümlerinde ciddi düşüş olduğunu ortaya koyarken, küresel yardım kesintilerinin bu kazanımları geri çevirebileceği uyarısında bulundu.
Dünya Sağlık Günü’nde yayımlanan Birleşmiş Milletler (BM) raporu, son 20 yılda anne ölümlerinde %40’lık küresel bir düşüş yaşandığını ortaya koydu. Ancak BM ajansları, dünya genelindeki insani yardım kesintilerinin bu kazanımları tehdit ettiğini ve özellikle kriz bölgelerindeki kadınların yaşamını riske attığını vurguluyor.
“Anne Ölüm Oranlarında Eğilimler” başlıklı rapora göre, 2000-2023 yılları arasında anne ölümleri 328’den 197’ye (100.000 canlı doğum başına) düştü. Ancak 2023 yılında hala yaklaşık 260.000 kadın gebelik veya doğumla ilgili komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetti – bu da her iki dakikada bir annenin yaşamını yitirmesi anlamına geliyor.
COVID-19’un Etkisi Devam Ediyor
2021 yılında COVID-19 pandemisi nedeniyle anne ölümlerinde dramatik bir artış yaşandı. Ölümler, bir önceki yıla kıyasla 40.000 artarak 322.000’e yükseldi. Bu artış sadece virüs kaynaklı doğrudan etkilerden değil, aynı zamanda temel sağlık hizmetlerindeki kesintilerden de kaynaklandı.
Kriz Bölgelerinde Durum Alarm Veriyor
Rapora göre, dünya genelindeki anne ölümlerinin yaklaşık üçte ikisi çatışma, yoksulluk ve siyasi istikrarsızlık yaşayan ülkelerde meydana geliyor. Özellikle Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Nijerya, Somali ve Afganistan gibi ülkelerde hamile kadınlar için risk hayli yüksek. Örneğin Çad’da 15 yaşındaki bir kız çocuğunun hayatı boyunca anne ölümünden ölme riski 1/24.
Yardım Kesintileri Hizmetleri Durma Noktasına Getirdi
Son yıllarda yapılan uluslararası yardım kesintileri, birçok ülkede doğum hizmetlerinin gerilemesine neden oldu. Sağlık merkezleri kapanıyor, ebeler işsiz kalıyor ve kanama, preeklampsi gibi ölümcül durumlara müdahale edecek ilaçlara erişim azalıyor.
BM’den Acil Yatırım Çağrısı
BM yetkilileri, sürdürülebilir sağlık sistemleri kurulması, ebelerin desteklenmesi ve kadınların temel sağlık haklarına erişimi için acil yatırımlar yapılması gerektiğini vurguladı.
DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Çözüm yolları mevcutken her iki dakikada bir kadının ölmesi kabul edilemez” diyerek, kadın ve kız çocuklarının genel sağlık ve üreme haklarının da bu mücadelenin temelini oluşturduğunu ifade etti.
UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell ise “Bir annenin ölümü çoğu zaman bebeğinin de ölümü anlamına geliyor. Herkes için erişilebilir ve kaliteli sağlık hizmetleri, bir lüks değil zorunluluktur,” dedi.
2030 Hedefi Tehlikede
BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan “anne ölüm oranını 2030’a kadar 100.000 canlı doğumda 70’in altına indirme” hedefi şu anki gidişatla ulaşılamayacak gibi görünüyor. Mevcut yıllık düşüş oranı %1,5 civarındayken bu hedefe ulaşmak için her yıl %15 oranında düşüş gerekiyor.
#Müttersterblichkeit #AnneÖlümleri #Schwangerschaft #Gebelik #Geburt #Doğum #Weltgesundheitstag #DünyaSağlıkGünü #UNBericht #BMraporu #Hilfskürzungen #YardımKesintileri #Müttergesundheit #AnneSağlığı #Überlebenschance #YaşamaŞansı #Entwicklungsländer #GelişmekteOlanÜlkeler #KriegUndKonflikte #SavaşveÇatışma #Frauenrechte #KadınHakları #GesundheitfürAlle #HerkeseSağlık #NachhaltigeEntwicklung #SürdürülebilirKalkınma #COVID19Auswirkungen #COVID19Etkileri #UNFPA #UNFPA #WHO #DSÖ #UNICEF
Kommentare sind geschlossen, abertrackbacks und Pingbacks sind offen.